Dolu Oyuncak

Doğan Cüceloğlu ve İçimdeki Çocuk

1.425

Birçoğumuz sosyal yaşamı çok da önemsemez. Kimisi asosyal kimisi de benim gibi yaşadığı ortam şartlarına rağmen aktif bir sosyal hayatı her daim etkin kılar. Anadolu şehirlerinde büyüyenler iyi bilir ki özellikle 80-90 dönemleri günümüzdeki gibi geniş imkanlar değil daha kısıtlı imkanlarla yaşanır. Hali hazırda Anadolu’nun her hangi bir şehrine gidip baktığınızda İstanbul’da sahnelenen bir tiyatro ya da bir söyleşiye rastlayamazsınız. Ancak turneler olursa şansınıza. Efendim bendeniz de malumunuz Anadolu’nun minimal şehirlerinden olan Isparta’da doğdum büyüdüm ta ki üniversiteye kadar. 90’lar Döneminin “Anadolu İletişim Meslek Lisesi”nde okuyan sayılı öğrencilerinden biriyim. Isparta gibi bir şehirde böyle bir lisenin olduğunu duyarak orta okul yıllarında gazetecilik mesleğiyle yanıp tutuşurken bu okulun yaşadığım şehirde olmasının varlığı benim içimde yanan ateşin tarifini cümlelere sığdıramazdı.

Şanslı bir lise dönemi geçirdim

Hedef belli olduğu için amaca giden yolda kelebekler gibi uçarak ilerleyen ben, okulu kazanmayı başardım. Ancak şöyle bir sıkıntımız vardı ki bizim okuduğumuz dönemde Türkiye’de bulunan 7 liseden biri Isparta’da ve henüz hiç mezun vermemiş daha da trajik olanı müfredata uygun ders kitapları yoktu. O kadar şanslı bir lise dönemi geçirdim ki ancak bu kadar iyi hocamlar denk gelebilirdim. Hepsi alanında uzman, ulusal referansları olan birbirinden değerli hocalarımız uygun olan iletişime dair ders kitaplarını bize ayarlamaya çalışıyorlar ya da kendi okudukları üniversitelerin kitaplarını dahil ediyorlardı.

Doğan Cüceloğlu kitapları ile tanıştım…!

Tahmin edeceğiniz üzerine birbirinden keyifli derslerimiz mevcuttur iletişimde. Fotoğraf, sinema, program, haberler derken dört nala koşan bir süreç. Ee bir de hocalardan yana şanslıysanız değmeyin keyfinize. İngilizce hazırlık sonrası lise 1. Sınıfta değerli hocam Fuat Orkun Subaşı sayesinde Doğan Cüceloğlu kitaplarıyla tanıştım. Hepsi birer ders niteliğinde olan Cüceloğlu kitapları bize ayrı bir ışık olmuştu. Her yeni kitabını hocamızın tavsiyesiyle alıp ders’e de entegre ediyorduk. Hatta sınavlarda da soru olarak geliyordu.



Araklı escort
Eşme escort
Alaşehir escort
Gölpazarı escort
Dalaman escort
Ermenek escort
İpsala escort
Birecik escort
Dinar escort
Andırın escort

Derken Lise 2’nci sınıfta bir gün yine yeni bir Doğan Cüceloğlu kitabı aldım kitapçı’dan. Eve gelip kitabın jelatinle kaplı kısmını açtığımda bana bir davetiye çıktı. Bu da ne diye baktığımda İstanbul’da Doğan Cüceloğlu Söyleşisi olduğunu gördüm ve şansıma kitabın hediyesi olarak bana da gelmişti. Henüz 16 yaşımda orda onu canlı dinlemeyi çok istedim. Keşke ama keşke dedim İstanbul’da yaşasaydık gidebilirdim. Nereden çıktı bilmem ama ben Doğan Cüceloğlu’na mektup yazmaya karar verdim söyleşi davetine istinaden. Henüz kitabı okumamaya bile başlamamıştım ki söyleşi daveti beni alt üst etmişti çok istemiştim gitmeyi ve mektuba içimi döktüm adeta. Doğan Hoca’ya Isparta’nın küçük bir şehir olduğunu, buraya ancak senede bir ya da iki kez belki tiyatro’nın geldiğini, iletişim öğrencisi olarak İstanbul ya da diğer büyük şehirlerdeki sosyal faaliyetlerin buralarda olmadığını bizimde mahrum kaldığımızı yazdım. Kitaplarıyla derslerimize ışık tuttuğu için ona olan sevgimi ve onun kitaplarda öğrettiği gibi iyi insan olma yolunda insan insana giden bir süreçte keşke onu canlı dinleme imkanımın olacağı günler için sabırsızlandığımı anlattım ve yayınevine mektubumu postaladım.

Doğan Hoca’ya mektubum ulaşmış ve duygulanmış

Yanlış hatırlamıyosam aradan 1 ay kadar bir zaman geçti ve bana bir mektup geldi. Şaşkınlığımın tarifini kelimelere dökemem Doğan Hoca’ya mektubum ulaşmış ve çok duygulanmış. Yayınevi aracılığıyla Isparta’da söyleşi yapabileceği yerler araştırılmış ve Üniversiteye ile anlaşılmış söyleşi tarihi bile ayarlanmıştı benim mektubum üzerine. İnanın bu satırları yazarken bile aynı heyecanı hala yaşıyorum ki ben bunu canlı yaşadım. Bana gelen mektupta Doğan Cüceoğlu’nun  Isparta’da gerçekleşecek söyleşisinde benim özel konuğu olacağım yazıyordu ailemle tabi büyük bir sevinç ve heyecan yaşadık. Etkinlik günü geldiğinde tarifsiz heyecanımla annem ile birlikte Üniversitenin yolunu tuttuk. Kucağımda bir buket çiçek, okul formamla söyleşiye gittiğimizde salonun kapısında beni bir görevli bekliyordu.

Doğan Cüceloğlu: Ben buraya Gülçin için geldim

Malum üniversitelilerin içinde tek okul formalı olarak beni kapıda görünce sen Gülçin misin dedi beyefendi (ismini bile hatırlamıyorum sanırım hocanın asistan ya da danışmanıydı) Evet ben Gülçin’im deyince beni hızla Doğan Hoca’ya doğru götürdü. O kadar kalabalıktı ki insanlar merdivenlere oturmuş bir tarafta Vali, Belediye Başkanı, Rektör Doğan Hoca’yla henüz söyleşi başlamadan ayaküstü sohbet ederken biz sohbetin içine şöyle daldık. “Doğan Hocam Gülçin geldi” diye yüksek sesle bağırdı görevli. Ben şaşkınlık içinde birden kendimi Doğan Cüceoğlu’nun karşısında buldum kendimi. Ah canım benim senin için geldim ben buraya diyen naif sesli güzel insan beni elimden tuttuğu gibi birlikte sahneye doğru yol aldı. Söyleşinin açılışını yaptıktan sonra ben en önde tam karşısında Doğan Cüceloğlu’nu keyifle dinliyordum. Ve söyleşi sonu Doğan hoca yine beni yanına alarak tüm salona şöyle dedi biliyor musunuz ben buraya ne için geldim, henüz lisede benim kiitaplarımı okuyan Gülçin’in mektubu üzerine geldim diyerek bir kez daha beni sahneye aldı. O günden sonra gerek yaptığı televizyon programları gerekse şehir şehir gezdiği söyleşileriyle daha çok insana ulaşmıştı Doğan Hoca. O gün şöyle demişti “Gülçin’in mektubunu okurken gerçekten duygulandım Anadolu’da daha çok yere ulaşmamız gerektiğinin farkındalığını yaşadım demişti bana bir kez daha sarılırken…

Acı haberle yıkıldım

O güzel anlar öyle kıymetli öyle değerliydi ki gerçekten kelimeler kifayetsiz kalır. Kaç çocuğa kısmet olurdu böylesi hayatını iyiliğe adamış kıymetli insanın yanı başına gelmesi. Tam bir hayaldi, mucizeydi ve gerçek oldu. Ah hocam keşke bir karede fotoğrafımız olsaydı o güzel günden onu da heyecandan unutmuştuk ki… 16 Şubat günü internete düşen acı haber hepimizi derinden üzdü. Türkiye çok önemli bir değerini daha kaybetmişti. Düşünce, duygu ve davranışlarımıza farkındalık kazandıran birbirinden değerli kitapları, sözleri kulağımızda onun bu erken vedasının ardından miras kaldı. Bu kadar naif bu kadar güzel bir dünya görüşüyle iyi insan olmayı tarif eden Doğan Cüceloğlu’nun ardından sizlere onunla yaşadığım ve hayatım boyunca onu gülümseyerek mutlulukla hatırlayacağım anımı paylaşmak istedim. Kimbilir Doğan Cüceloğlu kimlerde ne güzel anılar bıraktı. Huzurla uyu hocam yattığın yer nur olsun bize bıraktığın değerli bilgilerin yolumuza ışık tutmaya devam edecek, dualarım seninle… “İnsanı başarıya götüren istek ve şevktir. Çocuklarımızın şevkini kırmayalım” demiş değerli hocamız Doğan Cüceloğlu. Geleceğimizin teminatı çocuklarımıza iyi ve doğru bir yol olmanız umuduyla sevgiyle kalın…

ÖZEL HABER

Gülçin Ertunç-Gazeteci

OYUNCAKHABER

Share and Enjoy !

Shares

Yoruma kapalı.